Geçtiğimiz günlerde 4 gün süren bir Güneydoğu ve Doğu Anadolu sehirlerimizden bazılarını içine alan bir gezi yaptık.Bu gezide yol güzergahımızda bulunan Kızıltepe, Nusaybin,Cizre Şırnak, Çukurca, Hakkari ve Yüksekova şehir merkezlerine uğrayarak tarihi ve turistik yerlerini gezme imkânı bulduk.
40 yıldır devam eden terör belası nedeniyle bu şehirlerimize gidebilme şansımız olamamıştı. Bir gurup arkadaş,eşlerimizle birlikte Suriye ve Irak sınırımıza çok yakın bulunan bu güzel şehirleri doyasıya gezip bol bol fotoğraf çektirdik.
İlk durağımız çok eski bir medeniyet şehri olan Kızıltepe oldu.Tarihte Dunaysır,Telermen ve Koçhisar isimleriyle anılan ve 1931 yılında Kızıltepe ismini alan bu ilçemiz 275 bin nüfusuyla birçok il'i geride bırakan büyük ve güzel bir şehir.
Kızıltepe'ye girişimizin asıl nedeni Artukoğulları tarafından 1204 yılında inşa edilen Ulu Cami'yi ziyaret idi.
Büyüklüğünü ve ihtişamını görünce oldukça şaşırdık.Minaresi alışılmışın dışında Endülüs mimarisini çağrıştırıyordu.Çok güzel bir şekilde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2019 yılında restore edilmiş görülmeye değer muhteşem bir mabed.
820 yıl önce inşa edilen Caminin yüksekliği ve büyüklüğü oldukça ihtişamlı.Bahçesinde bulunan şadırvan ve zeytin ağaçları ve diğer ağaçlar zarafeti tamamlar nitelikte.
Dönüş yolculuğumuzda akşam namazı için yine aynı camiye geldik.
Işıklandırılmış hali ile daha bir güzel görünür diye düşündük ama boşa umutlanmışız.Çünkü var olan aydınlatma sistemi maalesef bozulmuş.
Haydi hayırlısı diyerek yola devam ediyoruz. Ver elini Nusaybin..